Hastalıkların erken tanısı için Okul öncesi check-up yaptırın



Uzmanlar çocukların okula başlamadan önce sağlık kontrolünden geçirilmesinin birçok hastalığın erken tanısı açısından gerekli olduğunu belirtiyorlar. Okul öncesi yaptırılan check up çocukların hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı açısından önem taşıyor. Uzmanlar özellikle okul fobisinin ciddiye alınmasını istiyorlar.



Okullar başlamadan hem sağlık, hem de okul başarısı açısından çocukların göz muayenelerinin, diş kontrollerinin yapılması, işitme açısından bir problem olup olmadığının saptanması ve büyümelerinin değerlendirilmesi büyük önem taşıyor. Görme bozuklukları 5 yaşında çocuklarda yüzde 1-2 iken, ilköğretim çağında yüzde 10-15’e, lise çağında yüzde 20-25’e yükseliyor. Her 1000 doğumda işitme kaybı olan bir bebek dünyaya geliyor. Düzenli olarak çocukların takip edilmesi koruyucu hekimlik hizmeti içine giriyor. Korunulabilir hastalıkların erken tanısı için Acıbadem Sağlık Grubu’nda okul öncesi çocuklar için hazırlanan özel bir check-up programı uygulanıyor.

Fizik muayene önemli
Acıbadem Hastanesi çocuk hastalıkları uzmanı Dr. Gamze Şarbat, okul öncesi check-up’ın ayrıntılı fizik muayene, tansiyon ölçümü, büyüme gelişmenin değerlendirilmesiyle başladığını belirtiyor. Çocuğun nörolojik, psikolojik, zeka yönünden gelişiminin izlenmesinin yanı sıra aşılarının tamamlanması da gerekiyor. Dr. Gamze Şarbat, şu bilgiyi veriyor:



0-6 yaş arasında yapılması gereken ‘Difteri-Boğmaca-Tetanoz-Çocuk Felci, Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak’ aşılarının tamamlanmış olup olmadığı kontrol edilmelidir. Son yıl içinde yapılmadıysa tam kan sayımı, tam idrar tahlili, PPD-tüberkülin testi, serum lipid düzeyi, riskli bölgelerde ise serum kurşun düzeyi de bakılmalıdır.”
Görme ve işitme kontrolleri:
Yenidoğan döneminden itibaren gözlerin düzenli olarak kontrol edilmesiyle belirgin ya da gizli göz hastalıkları saptanabiliyor. Özellikle okula başlamadan önce veya okulda yapılan taramalarda görme tembelliği şaşılık yüksek derece kırma kusurları önceden belirlenebiliyor. Dr. Gamze Şarbat, işitme fonksiyonunun çocuğun gelişimi üzerinde çok etkili olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor:



“Yenidoğan döneminden itibaren tarama testleri ile işitme sorunlarına erken tanı konulması hedefleniyor. Ancak çocuklardaki işitme kaybının çoğu, okul çağından önce gelişiyor ve hem konuşma hem dil gelişiminde gecikmeye neden oluyor. Bu nedenle okula başlamadan önce (4-5 yaşlarında) ve okul çağında işitme fonksiyonunun değerlendirilmesi önem kazanıyor. Gerek görme gerekse işitme fonksiyonlarındaki sorunlar, çocuğun okuldaki başarısını, arkadaşları ile uyumunu olumsuz yönde etkileyerek, arkadaşları tarafından eleştirilmesine ve psikolojik yönden de etkilenmesine neden olabiliyor.”
Okul korkusu ve hiperaktivite:
Çocuklar ilkokula başladıklarında okul korkusu ve “dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu sıklıkla görülen problemler arasında yer alıyor.



Acıbadem Hastanesi Bakırköy, Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı halk arasında bilinen şekliyle “Okul Korkusu” ya da tıbbi adıyla “Ayrılık Kaygısı” olan çocukların anneye bağımlı olduklarına dikkat çekiyor ve ekliyor:



“Bu çocukları anneden ayırarak sınıfa almak oldukça zordur. Çocuk direnir, annesine yapışır, ağlar, annesinin de yanında kalmasını ister. Böyle bir durum uzun sürerse aileye bir hekime başvurmalarını öneriyoruz. Tedavi geciktirilirse çocuğun kaygısı artabilir. Buna bağlı olarak da çocuk, ve aile için sorunlar artar, uygun tutumların geliştirilmesi daha uzun zaman alır.”



Okula başladıktan sonra aileleri ve öğretmenleri zorlayan ikinci sorun da “Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu” olan çocuklar. Bu çocukların bir çoğunun okul öncesi dönemlerde de çok hareketli ve dürtüsel oldukları, yani akıllarına ilk gelen biçimde davrandıkları aileleri tarafından fark ediliyor. Ancak bir kısmında ise sadece dikkat eksikliği ön planda olduğu için ancak okula başladıktan sonra derslerde dalgın oluşları, derse dikkatlerini verememeleri gibi nedenlerle öğretmenlerinin dikkatini çekiyorlar. Acıbadem Hastanesi Uzmanları, bu çocukların tedavi edilmezlerse “başarısız, anlamıyor, dinlemiyor, yaramaz” olarak damgalanabileceklerini belirtiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:



“Yine bu çocuklarda uygun bir tedavi uygulanmadığında ileride davranım bozukluğu belirtileri, ilaç ve madde bağımlılığı gibi sorunların daha sık görüldüğü de bilinmektedir. Oysa ki uygun tanı ve tedavi ile bu çocukların sosyal, duygusal ve akademik olarak hak ettikleri seviyeye ulaşmaları mümkün olabilmektedir. “
Okul çağı çocuklarında beslenme:
Okul çağındaki çocuklar büyüme ve gelişme döneminde olduklarından, günlük ortalama almaları gereken kalori miktarı ve alacakları besinlerin dengeli olmasına özen gösterilmesi gerekiyor. Acıbadem Hastanesi Kadıköy, beslenme ve diyet uzmanı Şengül Sangu, “Bu yaş grubu çocuklarda en fazla gözlenen problemlerin başında öğün atlamaları geliyor. Çocuklar düzenli kahvaltı yapamıyorlar. Bir yandan da birbirlerinden abur-cubur olarak tarif edilen besin değeri ve posa oranı oldukça düşük fakat kalori değeri yüksek besinleri tüketiyorlar” diye konuşuyor.
Kahvaltı en önemli öğün
Kahvaltının bu yaş grubu için günün en önemli öğünü olduğunu hatırlatan beslenme ve diyet uzmanı Şengül Sangu, şöyle konuşuyor:



“Kahvaltı, bu yaş grubu için günün en önemli öğünüdür. Çocukların vücudu için gerekli besin öğelerinin günün ilk saatlerinde dengeli bir şekilde alınmasında, kan şekeri düzeylerinin dengelenmesinde, dikkatin derse yoğunlaşmasında, güne daha dinamik başlamalarının sağlanmasında etkilidir. Aksi halde, yani kahvaltı yapılmadan okula gidildiğinde, çeşitli sıkıntılar ve derse adapte olamama problemi ile karşılaşılıyor. Bu yüzden aile tarafından hazırlanmış yeterli ve dengeli bir beslenme programı çocuğa verilmeli. Hızla çıkılması gereken dönemde evde süt ve meyve tercih edilip, beslenme saatinde, ekmek içerisine peynir, domates, salatalık ve marul gibi besinlerin konduğu bir sandviç verilebilir.”



Okulda verilen yiyeceklerin de sağlıklı beslenme alışkanlığının kazandırılmasına yönelik olarak seçilmesini öneren Şengül Sangu, okul kantinlerinde hijyenik şartlarda bulundurulan taze meyva ve dengeli hazırlanan sossuz sandiviçlerin çocuklara verilebileceğini belirtiyor.
Çocuklara verilecek kahvaltı alternatifi :
Beslenme ve diyet uzmanı Şengül Sangu, sabah kahvaltısında yenilebilecek gıdalarla ilgili şu öneride bulunuyor:



Süt veya taze sıkılmış meyva suyu,

1 haşlanmış yumurta,

Beyaz peynir,

Zeytin veya 10 yaşına kadar tereyağı,

Pekmez veya bal,

Ekmek,

Domates, salatalık, marul v.b.